Hazine ve Maliye Bakanlığı, Dünya Bankası ve Türkiye arasındaki beş yıllık işbirliğinin yol haritası niteliğindeki Ülke İş birliği Çerçevesi belgesine ilişkin sosyal medyada dolaşan iddialara ilişkin bir yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğu belirtilirken, Türkiye’nin 1947’de Dünya Bankası’na üye olduğu hatırlatıldı. Açıklamada, “Dünya Bankası’ndan bugüne kadar toplamda 52 milyar dolar finansman sağlanmıştır. Söz konusu finansman kalkınma önceliklerimiz kapsamında ilgili kuruluşlarımız ve DB tarafından ortaklaşa geliştirilen projeler kapsamında kullanılmaktadır” denildi.
‘Kaynaklar proje amacının dışında kullanılmıyor’
DB’den sağlanan kaynakların proje amacının dışında kullanımı söz konusu olmadığının belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“DB kredileri yoksulluğun azaltılması ve refahın eşit paylaşılması odağında sürdürülebilir büyümeyi hedeflemekte olup; bu kaynakların kullanımında toplumun ortak çıkarı gözetilmektedir. CPF programında geçen ‘kırılgan gruplar’ esas itibarıyla yeşil dönüşümden olumsuz etkilenecek meslek gruplarında çalışanlar ile finansmana erişimde zorluklarla karşılaşanları ifade etmektedir. DB projeleri ile söz konusu gruplara beceri kazandırılarak üretime dahil edilmesi ve böylece istihdamın artırılarak yoksulluğun azaltılması hedeflenmektedir.
Dolayısıyla bu kredilerin İstanbul sözleşmesi ve LGBT’yle ilişkisi yoktur. Avrupa Birliği’nden sığınmacılar için Mali Yardım Programı (FRIT) kapsamında sağlanan hibe desteğinin kullanımında Dünya Bankası önemli bir rol oynamaktadır. CPF dokümanında bu gibi desteklere ilişkin göstergeler de takip edilmektedir. Ancak yeni CPF dokümanında sığınmacılar özelinde DB’den sağlanacak herhangi bir kredi bulunmamaktadır. Geçmişte olduğu gibi Dünya Bankası ile kalkınma hedeflerimizin desteklenmesinde birlikte çalışmaya ve geliştirdiğimiz büyük projelerimiz ile katma değer üretmeye devam edeceğiz.”